Rusya ve İsrail ile mesele diplomasi değil, fosil yakıt bağımlılığı

Rusya ve İsrail ile mesele diplomasi değil, fosil yakıt bağımlılığı

27 Haziran Pazartesi diplomasi haberlerinin gündem olduğu bir gün olarak başladı. İsrail ile Gazze ablukası, Mavi Marmara olayı ve ilintili konularda bir anlaşma yapıldığı duyuruldu. Benzer şekilde Suriye sınırında düşürülen Rus uçağı ile ilgili Kremlin’e özür mektubu iletildiği açıklandı.

Acaba İsrail ile yapılan anlaşma ekonomik olarak alınacak 21 milyon dolar tazminat, yapılacak enerji tesisi, arıtma tesisi ve hastane inşatı ile sınırlı mı? Acaba Rusya’ya iletilen özür mektubu düşen turizm, yapılamayan tarım ihracatı ile mi sınırlı? Bu özür sorunu çözse bile eskisi gibi hızla 2,5 milyar dolar Rus turisti gelirine ulaşamayacağımız açık. Tarımsal ürün ihracatıda 1,2 milyar dolar mertebesinde olsa bile asıl ekonomik boyut bu değil. Bu hesaba enerjiyi katmazsak anlamamız mümkün değil.

Kömür ve İklim Değişişikliği-2016 raporu ile Türkiye’nin enerjide dışa ve fosil yakıtlara bağımlılığını ortaya koymuştuk. Raporda yer alan veriler ile son Rusya ve İsrail ile ilgili gelişmeleri birleştirirsek, meselenin diplomatik krizleri çözmenin ötesinde Türkiye’nin enerjide dışa ve fosil yaktılara bağımlılığı olduğunu çok açık görürüz.

Doğalgaz: Türkiye 1990’da doğalgazdan 3,1 milton tep enerji elde ederken, 2014’de 40,2 milyon tep’e çıktı. Bir başa deyişle 1990’da 1 birim doğalgazdan enerji elde ederken, 2014’de 13 birime çıkardık diyebiliriz. Bununu ezici çoğunluğu ise ithal.

Bunun İsrail ve Rusya ile ne ilişkisi var diye sorabilirsiniz. Rusya Türkiye’nin doğalgaz ithalatının %55’inden sorumlu [BBC Türkçe]. İsrail’in ise batı pazarına açamadığı doğalgaz rezervleri var. Rivayet o ki 50 milyar metreküp doğalgaz ithalatı olan Türkiye’nin İsrail ile planladığı 30 milyar metreküp kapasiteli hat ile gazın 10 milyar’ını ülke içinde, kalanını da Avrupa’da yakılmasını sağlayacak.

Kömür: Türkiye 1990’da 16,1 milyon tep kömürden enerji elde ederken, doğalgazın gelmesi ile azalacağı düşünüldü. 2002’den sonra kömüre dönüş politikası ile 2014’de 36 milyon tep enerji elde ettik. İthalat açısından bakıldığında 1990’da 5,5 milyon ton olan kömür ithalatı 2014’e 30,2 milyon tona çıktı.

Kömür meselesinin İsrail ile bağlantısı yok ama Rusya ile çok var. Rusya’dan 2014’de 8,7 milyon ton kömür ithal ettik. İthal ettiğimiz kömür genelde termik santrallerde kullanılıyor. İthal kömürden elde edilen elektrik ise yerli kömür kadar. Dahası, EPDK’da sırasını bekleyen 25 GW ithal kömürlü termik santral projesi var.

 

 

Mesele ne İsrail ile anlaşmanın maddeleri, Rusya’ya 1,2 milyar dolarlık tarım ihracatı yada 2,5 milyar dolarlık Rus turistinden elde edilecek gelir için bir özür değil. Mesele cari açığımızın kaynağı olan enerjide kömürün ve doğalgazın en büyük tedarikçisi olan Rusya ile ilişkileri sürdürerek yakıtı sağlama almak. Mesele İsrail’i enerji bağımlılığımızın artışında doğalgaz tedarikçisi yapmak.

Bir başka deyişle, Türkiye her yerli kömür dediğinde nasıl ithal kömürün önünü açıyorsa, artık diplomasi dediğinde de fosil yakıt ithalatının önünü açıyor. Çünkü Türkiye enerji ve fosil yakıt bağımlısı. Çünkü Türkiye’de dert diploması değil, yüksek karbon ekonomisinin devamlılığı!

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir